Kozak Yaylası ve Granit Üretimi
Bölgenin en önemli gelir kaynaklarından biri olan granit, bölge insanının bilinçsiz çalışma yöntemleri sebebiyle doğaya ciddi zarar verir bir unsur olarak karşımıza çıkmaya başladı. Bölgedeki maden ocaklarının patlatma ruhsatının bile olmaması düşündürücü bir konu. Bergama granitini işleyen en eski firmalar bile babadan kalma yöntemler ve önlemler ile çıkarıyorlar. Düşük maliyete dayalı satış politikasını ayakta tutabilmek adına ruhsatsız sahalarda denetimsiz olarak çalışmaktalar. Sektördeki sorunlar saymakla bitmiyor. Piyasaya sürülen granitlerdeki üretim kalitesinin düşüklüğü, naylon fatura sorunları, ssk sızişçi çalıştırma çabaları, ÇED raporuna bağlı kalınmama, arıtma sorunları, doğaya ve iklime zarar verme… Aslında bu durum kendi mesleğimize ihanet etmenin ötesinde bir sonuç vermiyor hiçbirimize. Neticede biz bu sektörden ekmek yiyoruz. Bir ürünü ucuza maledip, ucuza pazara sunma çabası içerisinde olan meslektaşlarımın aslında sürdürülebilir üretim metodlarına bağlı kalarak sektörün ihtiyacı olan üretim kalitesini karşılaması neredeyse imkansız bir hal almıştır. Piyasanın bu denli rekabet içerisinde olması üretim kalitesinin düşmesine ve dahası granit fabrikalarının üretim araçlarını yenileyememesine neden olmaktadır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki, doğanın bize armağan ettiği bu güzellik zamanla azalacaksa bunu en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla hareket etmemiz gereklidir/kaçınılmazdır. Aksi taktirde gelecek on yıllarda herşey daha zor olacak granit sektörü için.
Kimsenin umrunda olmayan çok önemli bir detayı belirtmek istiyorum bir granit üreticisi olarak: Biz bugün bu işten para kazanıyoruz evet; ama evlatlarımızın geleceğini çalıyoruz. Sektördeki tüm meslektaşlarımın bu konuda daha hassas bir düşünce yapısına sahip olmasını diliyorum.
Saygılarımla…
Rıza Keskin